Geçtiğimiz yıl ağustos ayında yurt dışı tatiline çıkmaya heveslenmiş ve ortak kararla Dubrovnik’e gitmiştik. Bu seyahatte başımızdan geçenleri de Dubrovnik başlıklı yazımda aktarmıştım.
Söz konusu yazıda, Anıtur isimli turizm seyahat acentasının başımıza açtığı dertlerden bahsetmiş ve Anıtur’u, Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (Türsab)’ne şikayet etmiştik. Şikayet dilekçemizin tarihi 9 Ağustos 2010. Karar dilekçesinin tarihi 13 Eylül 2011. Aradan geçen 1 yıl ve 1 aydan sonra, şikayetimizin dikkate alınıp olumlu bir sonuç çıkmasını beklerken, aldığımız cevap bende büyük hayal kırıklığı yarattı: “… kur farkından doğan bedelin tüketicilere iadesine karar verilmiştir.” (Ne yalan söyleyeyim, bu kararın çıkıp Türsab’ın bizi başından savacağını defalarca söylemiştim.)
Onca şikayet, onca telefon görüşmesi, onca sinir harbinden sonra Anıtur’un yaptığının yanında kalmasını kabullenemiyorum. Tatilimizin zehir olması bir yana, 1 yıl boyunca ümitle beklemek diğer yana, Türsab’ın (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) tüketiciye zerre kadar değer vermediğinin farkına varmak bir yana…
Dosyamız bir yıl boyunca defalarca incelendi. Bizden “belgeler” istendi. (Yediğimiz kazığı ve tatilimizin berbat olmasını nasıl belgeleyeceksek…) Geçen sürede onlarca kez hukuk bürosuyla görüşme yaptım. Şikayetlerimizi sözlü olarak da ifade ettim. Bir yıl bekleyip de bu kadar “basit” bir sonucun çıkmasını hiç ummuyordum.
Bu yazıyı okuyan varsa şayet tek bir ricam var: Seyahatinizi planlarken 2 değil 5 kere düşünün. Çünkü söz konusu sadece Anıtur değil. Biz tur paketini önce Bamtur’dan almıştık. Dubrovnik turunu satın aldıktan (parasının tamamını ödedikten) bir gün sonra turun iptal edildiğini öğrenince “daha kurumsal bir firma” ile görüşelim düşüncesiyle Anıtur’a gitmiştik. Ancak Anıtur’un kurumsallığı bir yana bırakın ticaret ahlakıyla uzaktan yakından alakası olmadığını acı tecrübeler sonucu öğrendik.
Yıllarca Bosch’un reklamını izledik: “Müşterilerimin güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi tercih ederim. İmza: Robert Bosch”
Dünyada ticaret bu mantıkla yapılırken ülkemizde “üç kuruş fazla kazanayım da gerisi önemli değil” mantığı yürütülüyor. Evet o “üç kuruş”u bir kere kazanabilirsiniz. Peki sonra? Tüketici, çevresindeki herkese “Anıtur’dan uzak durun” demeye başladığında hiç mi üzerinize alınmayacaksınız, hiç mi gocunmayacaksınız?
Olan oldu, aradan bir yıl geçti. Ben boşuna uğraştığımla kaldım. Ama olsun. En azından ders oldu. Bundan böyle herkese bu durumu anlatacağım: Türkiye’de tur şirketleriyle seyahat ederken iyi düşünün. Zira, arkanızı kollayan, sizi düşünen, hakkınızı koruyan herhangi bir kişi ya da kurum yok.