Gazetelerde okuduk, televizyonlarda dinledik, meraklı olanlarımız internet sitelerine girip daha detaylı bilgi almaya çalıştı. Ama ulaşılabilen bilgiler aşağı yukarı aynı:
Bodrum’da, bir tekne turuna katılan 100 Rus rehberden 60’ı servis edilen içkiden içtikten sonra fenalaşarak hastaneye kaldırıldı ve 3 Rus rehber hayatını kaybetti. Bazılarının gözleri kör oldu, bazılarıysa kısmi görme kaybı yaşadı.
Bazı haber sitelerinde, içkiden zehirlenenler arasında bir Türk’ün bulunduğu yer alsa da çoğu haberde teknede servis yapan personelden bir tekinin bile zehirlenmediğine dair bilgi vardı. Bu da şu anlama geliyor: O teknenin sahibi ya da işletmecisi ya da en azından servisi yapan garsonlar, o sahte içkilerin sağlığa zararlı olduğunu bile bile içkileri insanlara ikram etmekte sakınca görmediler.
Bir iki internet sitesinde, vergilerin çok yüksek olmasında dolayı kaçak içki satışının arttığında dair ek bilgiler yer alıyordu. Ancak yine de insanın aklı almıyor. 2-3 lira, hadi olsun olsun 200-300 lira fazla kazanmak için insanları bile bile ölüme göndermek vicdansızlık değil mi? O teknenin sahibinin, işletmecisinin ya da o içkileri satın alıp servis edilmesine aracı olan şerefsizlerin eli silahlı katillerden ne farkı var?
O teknenin sahibi, işletmecisi, garsonları, mürettebatı neden hala tutuklanmadı, neden bu konuda bir tek haber bile yapılmadı? Koca bir muamma?
Basılmayan kitabın yazarını yargılayan, komplo teorileriyle subayları hapse gönderen adalet sistemi, bile bile, göz göre göre insanların hayatına kasteden bu vicdansızlara ne ceza verecek çok merak ediyorum?
Türk turizmine yapılan bu insafsızlığı şiddetle kınıyor ve lanetliyorum…