Pardus proje yöneticisi Erkan Tekman’ın web günlüğünde yer alan Tübitak Hukuk Müşavirliği’nin kamuoyu duyurusuna ait bildiriyi aynen aktarıyorum:
Son günlerde yaşanmakta olan kimi gelişmeler ışığında kamuoyuna bir açıklama yapma gereği duyulmuş olup, TÜBİTAK Hukuk Müşavirliği’nin duyurusu aşağıdadır:
Pardus Kullanıcıları Derneği adı altında faaliyet gösteren kişi ve kuruluşların Pardus sisteminin yaratıcısı olan TÜBİTAK-UEKAE ve TÜBİTAK-UEKAE çalışanları ile hiçbir fiili veya hukuki ilişkisi veya işbirliği bulunmamaktadır. 556 sayılı Markaların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ve meri mevzuat hükümleri çerçevesinde doğabilecek olası hukuki ihtilaflara mahal vermemek adına bu tür oluşumlar ve bu oluşumlar altında Pardus markası kullanılmak suretiyle yürütülecek faaliyetler öncesinde TÜBITAK-UEKAE’den izin alınması gerekmektedir. Aksi durumda ilgili kişiler hakkında cezai ve hukuki süreçlerin başlatılması yoluna gidilecektir.
TÜBİTAK-UEKAE’nın izni dışında kurulan oluşumlardan ve bu oluşumların yürütmüş olduğu hiçbir faaliyetten TÜBİTAK-UEKAE sorumlu tutulamaz.
Kamunun bilgisine saygı ile arz olunur.
Ve şimdi bunun üzerine soruyorum:
Nerede “özgürlük için” felsefesi? Nerede “özgürlük”?
Tübitak, bir devlet kurumu olmanın baskısıyla, özgür yazılımın ve kendi ürünleri olan Pardus’un “özgürlük için” felsefesine tamamen aykırı bir kamuoyu duyurusu yayınlamaktan çekinmeyerek, Pardus kullanıcıları üzerinde soğuk duş etkisi yarattı. Bu nasıl mantık, bu nasıl iş? Hem “özgürlük için” sloganıyla bir yazılım yapıp hem de “Pardus kullanıcıları derneği faaliyetleri için bizden izin almak zorundadır, aksi taktirde hukuki işlem yapılacaktır” diyerek nereye varmaya çalıştıklarını anlamak mümkün değil.
Pardus’a ilk çıktığı zamandan beri bir türlü kanım ısınmamıştı. Pardus kullanmak konusunda her zaman tereddütlü olmuştum ama bundan sonra, Pardus’u ne kullanırım, ne de insanlara Pardus kullanın diye tavsiye veririm…
Unutmayın, Linux özgürlük için vardır, kişi ve kurumların keyifleri için değil…