Hoşçakal 2010

Dubrovnik

Geçen yılın sonunda Hoşçakal 2009 başlıklı bir yazı yazmıştm ve 2009 yılından aklımda kalanları aktarmıştım. 2010 yılının sona ermesine günler kala yine benzer bir değerlendirme yapıp 2010 yılından geriye kalanları paylaşmak istiyorum.


iPad: 2010 yılının kuşkusuz en önemli teknolojik cihazlarından biri iPad, ocak ayı başlarında Apple CEO’su Steve Jobs’ın sunumuyla tanıtıldı ve piyasaya sürüldükten sonra, çok kısa bir süre içerisinde yüzbinler seviyesindeki satış rakamlarına ulaştı. Hatta, Apple ürünlerini üreten Foxconn firmasındaki bazı çalışanlar, yoğun iş temposuna dayanamayarak intihar etti. iPad, Apple’ın “i” konseptine uygun şekilde çoklu dokunmatik ekranı, yüksek çözünürlüğü ve tasarımıyla ön plana çıktı ve gönülleri fethetti. Özellikle e-kitap ve e-dergi uygulamaları için biçilmiş kaftan olması, satış rakamlarını daha da yükseltti. İlk 1 milyon iPad’i 28 gün içerisinde satan Apple, 2 milyonluk satışa 59 günde ulaşmıştı. Sadece 80 gün içerisinde Amerika’da toplam 3 milyon Apple iPad satıldı.

iPad, Apple’ın rakiplerini biraz daha fazla ezmesine ve piyasadaki yerini daha da güçlendirmesine sebep olurken aynı zamanda Apple’ın kasasına da hatırı sayılır miktarda paranın dolmasına sebep oldu. Apple yıl içerisinde yatırıma dönüştürülmek üzere 49 milyar dolarlık bütçe ayırdığını açıkladı.


iPhone 3GS: Nisan ayı başlarında, içimdeki yoğun baskıya yenik düşüp soluğu Turkcell bayiinde aldım. Sistem aksaklıkları, ulaşılamayan müşteri bilgileri ve diğer aksaklıkları aşmak için 2 saatlik bir çabanın ardından iPhone 3GS sahibi olarak bayiden ayrıldım ve Apple dünyasına adım attım. Şimdiye kadar bir sürü telefon kullandım ancak hiç bir telefon bana bu kadar konforlu gelmemişti. iPhone kullanmaya başlamadan önce, iPhone sahiplerine “hava atmak için iPhone kullanıyorlar” diyordum ancak iPhone’un “telefondan çok daha fazlası” olduğunu keşfedince teknolojik hayatım değişti. Artık 7 gün 24 saat çevrim içiyim. İstediğim zaman istediğim yerden internete girebiliyorum. Büyüksün iPhone 🙂

Yeni bir ofis: Bazı gelişmeler insanları hayatında yeni yollar açmaya mecbur bırakır. 2010 yılının mayıs ayında işten çıkarıldım ve çok büyük bir şans eseri iki gün sonra başka bir işe başlama fırsatı yakaladım. Yeni bir ofis, yeni iş arkadaşları ama eski dostlarla bir araya geldim. Sektör değiştirmek başta biraz yorucu olsa da kısa süre içerisinde yeni işime ayak uydurmayı başardım. Bir aksilik çıkmazsa, bundan böyle çalışma hayatıma CityOfSultans.com, TurkeyTourMarket.com gibi turizm sitelerinin yöneticisi olarak devam edeceğim.


Twitter: 2010 yılında en çok konuşulan sosyal ağlardan biri de Twitter oldu. Twitter kullanıcısı ünlülerin takipçi sayıları bir anda milyonları buldu. Dünya liderleri Twitter üzerinden propaganda ve fikir paylaşımları yapabileceklerini keşfetti. Ülkemizde de pek çok popüler isim, Twitter sayesinde sanal ortamdaki şöhretlerini perçinledi. Türkmax’ta Elif Dağdeviren’in hazırlayıp sunduğu Sosyal Alem, TRT Haber’de M. Serdar Kuzuloğlu’nun sunduğu Sosyal Medya isimli programlarda Twitter kullanıcılarına geniş yer verildi. (Beni Twitter’dan takip etmek isterseniz: @onurog )

iPhone 4: Apple’ın, iPad’den sonraki ürünü, iPhone 4, piyasaya sürülmesinin ardından, kullanıcılarından gelen anten sorunu şikayetlerinin artmasının ardından Apple’ın şöhretinin kısmen sarsılmasına neden oldu. Fiyasko olarak adlandırılmaya başlanan iPhone 4 herşeye rağmen Apple’ın gücüne güç katmasına engel olamadı. Retina display, HD video kaydı, önyüzündeki kamerasıyla iPhone 4’le birlikte piyasaya sürülen çoklu işlem yapabilme becerisine sahip iOS4 işletim sistemi, iPhone 4’ün anten problemini çok çabuk unutturdu. Kısa bir süre sonra iPhone 5 ve iPad 2 ile ilgili bilgiler sızmaya başlayınca, dünya genelinde milyonlarca Apple kullanıcısı, bu durumu sineye çekmekte bir sorun görmedi. Bir markaya fanatikçe bağlı olmak bu olsa gerek. Bir iPhone 3GS kullanıcısı olarak iPhone 4’e hiç özenmedim ancak iPhone 5’i sabırsızlıkla bekliyorum 🙂

Dubrovnik
Dubrovnik: Benim için 2010 yılının belki de en önemli olayı, hayatımın ilk yurtdışı seyahatiydi. Dubrovnik tatili bu yazın en keyifli dönemlerinden biriydi. Detayları Dubrovnik başlıklı yazımda uzun uzun anlatmıştım. Yurtdışına çıkmak, imkanı olan herkesin yaşaması gereken bir deneyim. Fakat, pasaport işlemleriyle uğraşmak ve tur şirketi seçimi epey can sıkabiliyor. Gerçi artık e-pasaport almak çok kolay. Fakat seçtiğiniz tur şirketine dikkat edin. Biz önce Bamtur’dan tur satın aldık ve 2 gün sonra turumuz iptal edildi. Sonra Anıtur’dan tur satın aldık ve imzaladığımız sözleşmede yasal iptal bildirim süresinin, tur başlangıcından 7 gün öncesi olmasına rağmen uçuşa 2 gün kala turun iptal edildiğini öğrendik. Şikayetimizi 9 ağustosta Türsab’a iletmiş olmamıza ve Türsab avukatıyla defalarca görüşmemize rağmen bugüne kadar bir yanıt alamadık. Türsab’ın Türk turizmine, daha doğrusu Türk turiste verdiği değeri de bu şekilde tecrübe etmiş olduk.


Youtube: Yaklaşık 2,5 yıldır yasaklı olan Youtube, Alman bir şirketin, Youtube’un Türkiye’den erişimine yasak getirilmesine neden olan videoların telif hakkını ödeyerek, söz konusu videoların siteden kaldırılmasını sağlamasının ardından yeniden erişime açıldı. Mahkeme kararıyla erişime kapatılan ve yasaklı olduğu dönemde, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ben giriyorum, siz de girin” dediği Youtube’a, yasaklı olduğu dönemde bile en çok ziyaretçi gönderen ülkelerden birinin Türkiye olması, kafalarda soru işaretleri oluştursa da, sanal alemde yasakların gerçek dünyadakinden farklı olduğunu gösterdi.


Wikileaks: Önemli diplomatik kaynaklardan sızdırılan gizli ve özel belgelerin sızdırılması ve internet ortamında paylaşılması tüm dünyada bomba etkisi yarattı. Başta Amerika olmak üzere pek çok ülke sızan belgeler nedeniyle zor duruma düştü. Washington’dan sonra en çok adı geçen Ankara’nın, belgelerde yer alması, Türkiye’de pek dikkate alınmadıysa da dünyada geniş yankı uyandırdı. Wikileaks kurucusu Julian Assange bir anda dünya gündemine oturdu ve tüm dikkatleri üzerine çekti. Hakkında yürütülen bir davadan dolayı, güvenlik güçlerine teslim olan Assange, kefaletle serbest bırakılmasının ardından yeni belgeleri yayınlayacağını duyurdu. Daha önce duyurduğu, “içinde çok gizli belgelerin olduğu, kriptolu dosya” internet üzerine dolaşmaya başladı. Ancak henüz, bu dosyanın kriptosu paylaşılmadı.

2010’dan genel olarak aklımda kalanlar bu kadar. Gelelim 2011’den beklentilerime..

Elbette ki herkes gibi yeni yılın sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum. Zaten sağlıklı değilseniz neye sahip olursanız olun önemi yok.

Yeni yıldan ilk hedefim milli piyangonun beni sevindirmesi 🙂 Şayet bu beklentim gerçekleşmezse kendi imkanlarımı zorlamam gerekecek.. Günün 14-15 saatini bilgisayar başında geçiren biri olarak bir Macbook Pro sahibi olmak istiyorum. Yaz sonuna doğru bir yurtdışı seyahati daha yapabilmeyi de istiyorum. Bu sefer hem tatil hem de iş amaçlı olarak Amerika’ya gitmeyi istiyorum. Uçak biletlerimiz için kredi kartı mili biriktirmeye devam ediyorum 🙂

İnsanın hayal gücü sınırsızdır. Sahip olmak istediğiniz ne varsa önce hayalini kurun.

Hayal kurmaktan asla vazgeçmeyeceğiniz, mutlu ve sağlıklı bir yıl dilerim…