Blokzinciri ile Merkezi Olmayan İnternet

Blokzinciri ile Merkezi Olmayan İnternet

Blokzinciri, Bitcoin ile birlikte hayatımıza giren bir veritabanıdır. Herhangi bir merkezi otoriteye bağlı olmayan, şifreli, dağıtık, veri saklama imkanı sunan blokzinciri, parayı bağımsızlaştırmasının yanı sıra veri saklama yöntemlerinin de evrim geçirmesine imkan tanıdı.

İlk kriptopara Bitcoin‘in ardından, blokzincirinin kullanımı her geçen gün biraz daha yaygınlaşıyor. Verilerin şifreli ve doğrulanabilir şekilde saklanabilmesi, veri gizliliğinin önemli olduğu ve kayıtlı verilerin doğrulanabilmesini gerektiren hemen hemen her alanda blokzincirinin kullanılabilmesinin önünü açtı. Kimlik doğrulaması, telif haklarının güvence altına alınması, dosya depolama, kişiye özel sağlık verilerinin saklanması gibi pek çok alanda artık blokzinciri kullanılıyor.

Blokzincirinin, sayıları 19 bini aşan kriptoparanın yanı sıra, dünyanın en büyük veri ağı internet için de yeni bir dönemin kapılarını araladı. Web3 olarak adlandırılan ve tıpkı kriptoparalar gibi herhangi bir merkeze bağlı olmayan merkeziyetsiz internet kavramı son bir kaç yılda sık sık karşımıza çıkmaya başladı. Türkiye’ye internetin ev bilgisayarında kullanılmaya başlandığı 90’lı yılların sonlarını hatırlayanlar, o dönemin web sitelerini anımsayacaklardır. Genel olarak şirketler tarafından açılan internet siteleri, yalnızca ziyaretçilere bilgi vermek amacıyla hizmet veriyordu. Henüz Google’ın adının duyulmadığı yıllarda Yahoo, Altavista (2003’te Yahoo tarafından satın alındı), AOL (America Online – 2021’de Yahoo tarafından satın alındı) gibi arama motorlarını kullanarak arama yapabildiğimiz web sitelerinin önemli kısmı, yalnıza statik sayfalardan oluşuyordu. 1991-2004 arasındaki bu dönem Web 1.0 olarak adlandırılıyor.

İnternet kullanımın yaygınlaşması, bağlantı hızlarının artması, Google gibi teknoloji şirketlerinin ve o dönemde marka olmayı henüz başaramamış irili ufaklı binlerce girişimin, kullanıcıların da içerik üretmesine imkan vermeye başladığı dönemi ise Web 2.0 olarak tanımlıyoruz. Başta Youtube olmak üzere, sayısız içerik paylaşım ve sosyal medya platformu, kullanıcılara, kendi ürettikleri içerikleri dünyaya sunma fırsatı verdi. Kullanıcıların birbirleri ile etkileşime girebilmesine aracılık eden internet siteleri, 2007’de, Apple’ın efsanevi kurucusu Steve Jobs’ın ilk tam dokunmatik ekranlı akıllı telefon iPhone’u tanıtmasıyla birlikte bilgisayarlardan sonra akıllı telefonlarımızdan da ulaşılabilir hale geldi.

World Wide Web’in (WWW) yani bilgiye ulaşmak için kullandığımız dünya genelinde veri taşıma ağının mucidi Tim Berners-Lee, 2006 yılında, internette ağında yer alan verilerin makineler tarafından okunabileceği yeni nesil interneti semantik web olarak tarif etti. Temel olarak, web içeriklerinin kaynak kodlarınının makine öğrenmesini kolaylaştıracak şekilde düzenlenmesini belirleyen bir W3C (World Wide Web Consortium) standardı Web 3.0 olarak da tanımlanmaktadır.

Kripto dünyasına yakın olanların aşina olduğu web3 kavramı ise blokzinciri tabanlı merkezi olmayan internet ekosistemini tanımlamak amacıyla kullanılmaktadır. Özellikle Facebook’un kurumsal ismini Meta olarak değiştirip, blokzinciri tabanlı sanal dünya kavramı metaverse üzerinde yoğunlaşmaya başlamasıyla birlikte Web3 kavramı daha sık duyulmaya başlandı. Ancak henüz daha yolun başında olduğumuzu söylemekte fayda var. Web3 ile birlikte internetin merkeziyetsiz olduğunu düşünmek biraz fazla iyimserlik olacaktır. 

Günümüzün blokzinciri teknolojileri ile interneti tamamen merkeziyetsiz hale getirmek şimdilik pek mümkün değil. Bu alandaki projeler büyük ilerlemeler katetmiş olsalar da merkeziyetsiz internetin yaygınlaşması biraz daha zaman alacak gibi görünüyor. Blokzinciri, güvenli bir veri saklama teknolojisi olsa da dünya genelinde veri taşıma, ulaşılabilirlik ve yaygınlık parametlerini de hesaba katınca, merkezi (bulut) veri saklama teknolojileri şimdilik çok daha verimli çalışıyor.

Blokzinciri tabanlı oyunlar, sanal dünyalar ve benzeri Web3 tabanlı hizmetlerin yaygınlaşabilmesi için kullanıcıların da birer katılımcı olması gerektiğini hatırlatmak istiyorum. Veriye her yerden kolayca erişmek ve özgür olmak istiyorsak, o verinin saklanması ve taşınması için biz de blokzincirlerinin ulaşılabilir olmasına yardımcı olmalıyız. Siz, interneti özgürleştirmek için ne yapıyorsunuz? Hangi blokzinciri ağına, diğer kullanıcıların erişimini kolaylaştırmak için node çalıştırarak destek oluyorsunuz?

Bu yazı Fintechtime dergisi Mayıs & Haziran 2022 sayısında yer almıştır. Fintechtime dergisini Turkcell Dergilik uygulamasından veya dMags üzerinden indirebilirsiniz.


Also published on Medium.