1 Mayıs, dünyanın pek çok ülkesinde bayram havasında kutlanırken, ülkemizde çeşitli rezilliklere sahne oldu. Dediğim dedik çaldığım düdük mantalitesindeki hükümet başının, aynı zihniyetteki valisi, vatandaşına eziyet etmek için elinden geleni yaptı. Nedeni de, işçi sendikalarının işçci bayramını Taksim meydanında kutlamak istemesiydi. Provakatörleri ve artniyetli zalimleri engellemeyi beceremeyen, 3-5 kendini bilmezin hatasını tüm vatandaşlara yüklemeyi amel edinmiş yöneticilerimiz sağolsun. 1 mayıs günü İstanbul sokaklarında yaşananlar sayesinde, ülke imajımız yeniden yerin dibine girdi…
1 mayıs terörünün hazırlıklar 30 nisan günü Taksim ve çevresinin ablukaya alınması ile başladı. 1 mayıs sabahı, Şişli’deki Disk binasını ablukaya alan polisler, toplanan gruba coplar ve tazyikli su ile müdahale etti. Polisin zulmünden kaçanlar Disk binasına sığınmak zorunda kaldı. Polis, binadan çıkmaya çalışanların üzerine tazyikli su sıkarak, adete kimsenin başını binadan çıkarmasına imkan tanımadı. Bununla da yetinmeyen, orantılı güç kullanma emri alan polisler binanın içine gözyaşartıcı bombalar atarak insanlık dışı bir tutum sergilediler…
Keşke 1 mayıs zulmü bununla sınırlı kalsaydı… Fakat, amacı vatandaşın güvenliğini sağlamak olan polis teşkilatı, amacının dışına çıkarak 1 mayıs gününü vatandaşa zehir etmek için daha da fazlasını yaptı. Şişli’de Disk binası önünde başlayan orantılı güç terörü, Şişli Etfal hastanesinin bahçesine gaz bombalarının atılması ile doruğa çıktı. Hastanenin acil servisinde tedavi olmayı bekleyen hastalar, özellikle yaşlılar ve çocuklar biber gazından etkilendi. Solunum yetmezliği yaşayan ve hatta kalp spamı geçirenler oldu. Hasta yakınları sinir krizlerine girdi, vatandaş saçını başını yoldu..
Tam, ortalık sakinleşiyor derken, kameralara, iki turistin üzerine copla yürüyen, turistlerden birine acımasızca cop darbeleri indirien bir polisin görüntüleri ekrana geldi. Sonrasında da, kaldırım kenarına oturmuş çaresizce çevresine bakınan bir genç kıza topuğuyla tekme atan insan müsveddesi bir polisin görüntüsü ile sinirler allak bullak oldu…
Polisin, haklı olarak müdahale ettiği durumlarda vardı elbette ancak, 2008 yılının 1 mayıs günü, İstanbul valisi Muammer Güler’in diktatörlüğünde, polis teşkilatının şerefinin ayaklar altına alındığı, insan onurunun hiçe sayıldığı bir gün olarak tarihe geçti… Vali Muammer Güler, “bir polis memurumuz elindeki sis bombasını hastane bahçesinde yere düşürmüştür” yalanı ile, bir yöneticinin kendi vatandaşını nasıl aptal yerine koyduğunu bizzat göstermiş oldu…
2 mayıs günü, Şişli Etfal hastanesi çalışanları kendilerini destekleyenlerle birlikte savaş zamanında bile hastanelere saldırmaz vurgusu ile olayı protesto ettiler. İki gündür anahaber bültenlerinin tek konusu, 1 mayısta yaşanan devlet destekli terörün görüntüleriydi… Dünya medyası tüm yaşananları flaş haber olarak duyurdu.
Tüm bunların ardından, yaşananlardan dolayı özür dileyen, sorumluların cezalandırılacağını belirten bir tek mesaj yayınlamaması ise Türk milletini yönetenlerin hangi zihniyette olduğunu açık açık göstermiş oldu…
Devlet kurumlarının kadrolarını şişirip, çocuklarına ayrıcalıklar tanıyan kanunlar hazırlayıp, vatandaşa mezarda emekli olma imkanı(!) tanıyıp, vatandaşın özlük haklarını ellerinden alıp kanunun kendilerine verdiği hakkı kullandıklarını iddia edenler, Türk halkını rezil ettikleri gibi inşallah kendileri de rezil olurlar…