Teknolojinin Zararları

Teknoloji

Teknolojinin her koşulda insanlara fayda sağladığını düşünüyorsanız ya yanılıyorsunuz ya da aşırı derecede iyimsersiniz. Teknolojik gelişmelerin bir yandan hayatımızı kolaylaştırırken diğer yandan bizi giderek daha da içinden çıkılmaz bir kısır döngüye sürüklediğinin farkında mısınız?

Çok basit bir örnekle başlamak istiyorum. Yakın takipçisi olduğum Apple, Steve Jobs’ın hayatını kaybettiği günden beri her geçen gün kan kaybetmeye devam ediyor. Dünyanın en değerli teknoloji şirketlerinin başında yer alan Apple, iPhone 4s, Yeni iPad, iPhone 5, iMac, iPod Touch gibi ürünleri birbiri ardına piyasaya sürerken aslında bir anlamda kendi kuyusunu da kazıyor. Fanatikleri bir yana ayırırsak, kim satın aldığını bir ürünün üst modelinin 3-4 ay sonra satışa çıkmasından memnun olur?

iPhone 5’i bekleyen kullanıcılar iPhone 4S’den ne kadar memnun kalmışlardır? Ya da iPad 3’ü henüz satın almış biri bir ay sonra yeni bir iPad modelinin tanıtılacağını duyunca ne hisseder? Bir kaç gün önce Mini iPad’ine kavuşanlar mart ayında çıkacak yeni iPad’i görünce ne diyecekler mesela…

Ürünlerin peş peşe piyasaya sürülmesi, piyasadaki ürünlerin satış rakamlarını da olumsuz etkiler. Yenisi varken 50-100 lira daha ucuz diye eski model bir teknoloji ürünü almayı isteyenlerin sayısı herhalde bir elin parmaklarını geçmez. (iPhone 5 satın aldıktan sadece 2 hafta sonra Apple’ın iPhone 5S için çalışmalara başladığını öğrendiğim için yazmıyorum bunları :))

Peki peşi sıra piyasaya çıkan teknolojik ürünlerin ne gibi zararları olabilir hiç merak ettiniz mi?

Bu soruyu yanıtlamak ve durumu daha iyi anlatmak için biraz eskiye gitmek gerekiyor: Tarlaların insan gücüyle sürüldüğü günlere… Eskiden 10 kişinin 5 günde yaptığı için “traktör” adında dört tekerli bir “aletle” sadece bir kişi muhtemelen 1 günde yapabilir hale geldiğinde sadece verim artmamıştır aynı zamanda 9 kişi de işsiz kalmıştır..

Eskiden üretim bandında belki de 100 kişinin el sürdüğü otomobil parçalarını bugün robotlar monte ediyor. Bu sayede bir günde onlarca araç üretilebiliyor belki ama yüzlerce insan işini kaybetmiş olması gerçeğini göz ardı edebilir miyiz?

Gelişen teknoloji sayesinde insan gücüne olan ihtiyaç giderek azalıyor. İnsanın el emeğine olan ihtiyaç tamamen ortadan ne zaman kalkar kestirmek zor, ancak insanlar artık sadece robotların yapması mümkün olmayan işleri yapabiliyor. Fakat teknoloji hayatımızın her alanında büyük yer kaplıyor.

Eskiden devasa cüssesine rağmen şimdikilere göre küçük ekranlı monitörlere bakardık yazı yazarken. O tüplü ekranların yerini ince LCD monitörler aldı. Sonra, masamızın üzerinde daha fazla çalışma alanı sağlayan, önceleri “iş adamı bilgisayarı” olarak adlandırılan dizüstü bilgisayarlara kucak açtık. Çok değil, bundan 10 sene önce 5-6 kilo ağırlığında dizüstü bilgisayarlar masalara konmaya başladığında satıcılar “bu cihazlar hantal, donanımları yetersiz, masaüstü bilgisayarın yerini tutmaz” derlerdi. Ama şimdi Ultrabook’lar 2 kilodan hafifler ve bataryaları 4-5 saat boyunca rahat rahat çalışma imkanı veriyor. Apple’ın iPad’i, Samsung’un Galaxy Note’u derken Microsoft’un Surface tableti (ve inatla arkasında durduğu Windows 8’i) sayesinde 3-5 sene sonra dizüstü bilgisayarlar da tarihin tozlu sayfalarındaki yerini alacak.

“Hadi canım?” mı diyorsunuz. O zaman Nokia 3310 ile Nokia Lumia’yı kıyaslayın derim. 10 yıl önce cep telefonuyla WAP bağlantısı kuranın havasından geçilmezdi. Şimdiyse 10 yaşındaki çocuklar dokunmatik ekranlı telefonlarıyla okula gidip derste Facebook’tan birbirlerini dürtüyorlar.

Çoğu şey hızlı gelişiyor olabilir ancak herşey değil. Örneğin akıllı telefonlar (5 sene önce akıllı telefon dediğin şey PDA idi ve iki avuca zor sığar, ya bit kadar klavyesi olurdu ya da özel Stylus kalemiyle yazmak zorunda kalırdınız..) gelişiyor, ekranlar büyüyor, parlaklaşıyor, donanımları artıyor ancak ne hikmetse bir türlü bataryaların (şarj edilebilir pillerin) geliştiğini göremiyoruz. Her yeni modelde cihazlar “en az eskisi kadar” dayanabilen bataryalarla piyasaya sürülüyor. İddia ediyorum birileri pil teknolojisindeki kısır döngüyü aşmayı becerip daha uzun süre dayanan bataryalar üretsin şu an kullandığımız akıllı telefonlardan 10 kat daha güçlü cihazlar kullanmaya başlarız…

Her yeni teknoloji ürün, başka bir ürünün sonunu getirmekle kalmıyor, rekabeti kızıştırarak ya rekabet edemeyen firmaların batmasına ya da rakip firmanın daha kısa zamanda başka bir ürün geliştirmesine neden oluyor. Milyar Dolar bütçeli firmalar, rakipleriyle başedebilmek ve yeni ürünlerin AR-GE çalışmalarının maliyetini düşürmek için binlerce insanın işine son veriyor. Bu kısır döngü yüzünden her geçen gün dünyamız daha teknolojik ama zengin – fakir arasındaki uçurumun giderek daha da arttığı bir yer haline geliyor…